DİLENCİLİĞİN YENİ VERSİYONLARI
              
           DİLENCİLİĞİN YENİ VERSİYONLARI

Dilencilik; dünyanın en eski meslek gruplarından biri olup maddi anlamda kendine yetmeyen insanların günlük ihtiyaçlarını karşılamak için başka kimselerden ajite yoluyla yardım istemesi ya da beklemesi durumudur. İnsanların yaşamak için gereken en temel besin kaynaklarını karşılama imkânlarını bile elde edememeleri ve bundan ötürü başka kimselerden yardım istemeleri çok acı bir durum olsa gerek.

Böyle düşünüyor olmakla birlikte oysa dilencilik günümüzde, yardıma ihtiyaç duyan kişilerin başvurduğu bir alan olmaktan çıkmış ve bazı çevreler tarafından yardım sever insanların iyi niyet duygularını sömürü aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu durum yardım sever kimselerin aslında yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etme hevesini de kırmaktadır. 

Geçen gün çalıştığım kuruma gelen adamın biri, elindeki poşetten çıkardığı kitaplardan birini bize doğru uzatarak; ‘merhaba beyler ben bir yazarım ve çok kötü durumdayım Allah rızası için yazmış olduğum bu kitaptan alır mısınız’? diyerek duygusal bir ortam yaratmaya başladı. Bunun üzerine çalışıyor olduğumuz kurumun müdürü cebinden çıkardığı bir miktar parayı adama uzatıp kitaplardan(kitapçık demek daha doğru olsa gerek) birisini alıp masaya bıraktı. Bende müdürümüzün aldığı bu kitapçığı boş bir zamanımda alıp karıştırmaya başladım ama adamın, yazdığım dediği kitabın içeriğinde herhangi bir şeye rastlayamamış olmam dolayısıyla biraz canım sıkılmıştı. Kitapçıkta birkaç ünlü simanın söylemiş olduğu öğütleyici sözlerden başka herhangi bir şeye rastlamak mümkün değildi. 

Aslında bu durum şekil itibariyle biraz farklı olması dışında bariz bir dilencilik örneğiydi. Yani tamamıyla dilenciliğin şekil değiştirmiş, evrilmiş bir versiyonuydu. Bu durum daha önce yaşamış olduğum bir olayı hatırlamama vesile olmuştu. 

Daha önce Iğdır’da bir arkadaşın işlettiği çerez dükkânında oturmuş arkadaşın ikram etmiş olduğu çayı içiyor ve çocukluk günlerimizde yaşamış olduğumuz komik olayları anlatıp gülüşüyorduk derken arkadaşın işyerinin önünü kendine mesken seçmiş olan dilencilerden biri içeri girip selam verdikten hemen sonra arkadaşıma dönüp ağrı kesicin var mı diye sordu. 

Ben cebimde taşıdığım ağrı kesici haplardan birini çıkarıp adama doğru uzatırken oda bana dönüp dilenciliği kastederek;‘Allah belasını versin, bu mesleği de batırdılar’ diyip kendince bir şeyler anlatmaya başladı. Belli ki kendi gibi dilenci olan insanların durumunu anlatmaya çalışıyor ve bu insanların dilenciliği ne hale getirdiklerine veryansın ediyordu. 

Bu durumdan şu anlaşılıyordu ki bu insanlar dilenciliği bireyler arası gerçekleştirilen bir yardımlaşma mekanizması olarak görmekten ziyade aslında bu kişiler dilenciliği bir meslek dalı olarak görüyorlardı. Nasıl biz her sabah evden çıkıp işe gidiyorsak bu insanlarda her sabah düzenli olarak evlerinden sabahın ilk ışıklarıyla birlikte işe gider gibi dilenmeye çıkıyorlar. Yani bu insanlar için dilencilik bir meslek. Çünkü bu insanlardan çoğu aslında maddi olarak çok iyi durumda olmalarına rağmen hala dilenebilmektedirler. 

Bunlardan bazılarının yüklü miktarda taşınmaz mala sahip oldukları dahi söylenmektedir. Bu söylentilerin gerçeklik payının ne kadar olduğu bilinmez ama bu insanların büyük bir bölümünün bu dalı(dilenciliği) meslek haline getirdiklerine ya da öyle algılamaya başladıklarına bir zat tanık olmam bu yazıyı yazmamda etkili olmuştur. Zaten be ve buna benzer bazı olayların medyaya yansıması da aslında bu konudaki düşüncelerimi büyük oranda desteklemektedir. Ama keşke böyle olmasaydı çünkü bu durum varlıklı insanların fakir kimselere yardım etmesinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bununla birlikte dilencilikte istediği verimi elde edemeyen fakir kimseler çözümü daha değişik alanlarda aramaya başlamaktadırlar. En çok başvurulan alansa hırsızlık olabilmektedir. Herkesin kendine yetebildiği bir Türkiye ye kavuşabilme dileklerimle. 

Tacettin Erbek 
31/03/2012 
İstanbul
              
 
  
 Tacettin ERBEK
HAMALLIĞIN ANTROPOLOJISI
   
 Zuhal ÖZDEN   
  Bir ol  

  
    Ersin TEK
Özgürlük Peygamberi ve Diktatörler (2) 
Lokman ERGÜN      
Sefaletimize dair notlar
Şeyhmus DİKEN
BİR EDEBİYAT ADAMI
   YILMAZ GÜNEY
SON DAKKA         SICAK GÜNDEM
 






            PANO
 

 

DUYURU PANOSU

-----IĞDIRCULTURE-----

REKLAMLARINIZIN IĞDIRCULTURE'DE YAYIMLANMASI İÇİN İLETİŞİM BÖLÜMÜNDEN BİZE ULAŞABİLİRSİNİZ

-----IĞDIRCULTURE-----

IĞDIRCULTURE

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol