Iğdır'da Göçmen Kaçakçılığı

Iğdırda, göçmen kaçakçılığı yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 6 kişiden 4'ü tutuklandı.

Iğdırda, göçmen kaçakçılığı yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 6 kişiden 4'ü tutuklandı.

Alınan bilgiye göre, Iğdır Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele ekiplerinin düzenledikleri operasyonla göz altına alınan 6 kişi, sorgulamaların tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.

Aralarında bir öğretmeninde bulunduğu 4 zanlı çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, 2 zanlı ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

              

   Ermeni Turist Grubu Doğu'yu Geziyor

Gürcistan üzerinden Türkiye'ye gelen 11 kişilik Ermeni turist grubu minibüsle Doğu Adolu Bölgesi'ni geziyor.

Gürcistan üzerinden Türkiye'ye gelen 11 kişilik Ermeni turist grubu minibüsle Doğu Adolu Bölgesi'ni geziyor.

Ermeni turist grubu, Iğdır'da Zübeyde Hanım Bulvarı'nda mola verip alışveriş yaptı. Turistler, Ağrı Dağı'nı ve Van'daki Akdamar Kilisesi'ni yakından görecekleri için çok heyecanlı olduklarını belirtti.

Kafile Başkanı Megahkian Mihrarı, Türkiye'ye Sarp Sınır Kapısı'ndan giriş yaptıklarını söyleyerek, "Artvin, Ardahan ve Kars'tan sonar Iğdır'a geldik. Türk-Ermeni ilişkilerini bildiğimiz için özellikle Azerilerin yoğun olduğu illerde 3-4 saat gezip hemen gidiyoruz. Aslında gittiğimiz hiçbir ilde tepki görmedik. Biz ata topraklarımız olarak gördüğümüz Ağrı Dağı'nı gezmeyi, Van ve Muş'ta da birkaç gün kalmayı planlıyoruz" dedi. - Iğdır

              

ULUDEREDE BEN BİR ÖZÜR GÖREMEDİM

AK Parti eski Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Uludere Katliamı ile ilgili en can alıcı konunun vicdanları tatmin edecek bir yargılama, etkili ve samimi bir özür dilenmesi olduğunu belirterek, "Ben bugüne kadar bir özür görmedim" dedi.

BEN BİR ÖZÜR GÖREMEDİM

Konuyla ilgili Taraf'tan Faruk Aktaş'a değerlendirmelerde bulunan Fırat, olayın tamamen bir provokasyon olduğunu, Kürt meselesinde çatışmalı ortamın sürdürülmesinin amaçlandığını düşündüğünü söyledi. "Benim açımdan gelişmeler, apaçık bunu gösteriyor" diyen Fırat, şöyle konuştu:

"Velev ki hata bile olsa her şeyden önce devletin en azından etkili bir özür dilemesi gerekirdi. Ailelerin acıları hafifletilebilirdi. Bu yapılmadı. Ben bugüne kadar Sayın Başbakan'ın bir özrünü görmedim. Sayın Hüseyin Çelik'in te'vil yollu bir ifadesi dışında bir özür olmadı ama hâlâ bu yapılabilir. Etkili ve samimi bir özür çok şeyi değiştirebilir. Bu olay Kürtlerin aidiyet duygularında ciddi sorunlara yol açtı. Özür bunu giderebilir. Tazminat özrün yerini tutmaz." Olayda yakınlarını yitiren ailelerin acılarının önemli olduğunu vurgulayan Fırat, "Mühim olan acının dindirilmesidir. Ancak bu olay ailelerin ötesinde, kendini Kürt olarak nitelendirenleri de derinden yaralayan bir hadise olmuştur" dedi.

"TOPLUM VİCDANI RAHATLATILMALI"

Olayın bunca süre zarfında aydınlatılamamış olmasının toplumda güven bunalımına yol açabileceği uyarısında bulunan Fırat, şunları söyledi: "Aslında konu kolay çözülebilecek bir hadise. Çünkü ne olduğu belli. Emir komuta zinciri içinde olan bir hadise. Kimin olayın neresinde yer aldığını çözmek güç değil. İdari tahkikat bitti. Nitekim İçişleri Bakanlığı müfettişleri kısa sayılabilecek bir süre içinde raporlarını tamamladı. Bilebildiğim kadarıyla, istenen belgelerin, raporların büyük çoğunluğu ilgili yerlere ulaştı. Ancak buna rağmen Meslis bünyesinde oluşturulan komisyon nedense bir türlü raporunu yazma safhasına gelemedi. Ayrıca soruşturmayı yürüten özel yetkili savcılığın bir iddianame yazamamış olması da beni üzüyor." Soruşturmada ya kasıt tesbit edilip dava açılacağını veya "kasıt yok" denilerek ve takipsizlik kararı verilerek dosyanın askerî mahkemeye gönderileceğini belirten Fırat, "Mühim olan toplum vicdanının rahatlatılmasıdır. İster kasıt ister hata. Eğer toplum 'benim devletim gerekli araştırmayı yaptı, gerçeği ortaya çıkardı' kanaatine ulaşırsa önemli olan budur. Ama toplumun vicdanı rahatlatılamazsa sorun ortada kalır" diye konuştu.

13 Yaşındaki Ebru'nun İyileşme Hayali

Doğuştan kalçasındaki sakatlık yüzünden arkadaşları gibi koşup oynayamayan ve sopa yardımı ile yürümek zorunda kalan 13 yaşındaki Ebru Artan, ailesinin imkansızlığı yüzünden sağlığına kavuşamadığını ağlayarak anlatıp yardım istedi.

Doğuştan kalçasındaki sakatlık yüzünden arkadaşları gibi koşup oynayamayan ve sopa yardımı ile yürümek zorunda kalan 13 yaşındaki Ebru Artan, ailesinin imkansızlığı yüzünden sağlığına kavuşamadığını ağlayarak anlatıp yardım istedi. Ağrı'nın Taşlıcay ilçesinin Kayacık mezrasında yaşayan Ebru Artan, gündelik hayatını bir sopanın yardımı ile sürdürüyor. İyileşip arkadaşları ile yürümek, koşmak, oynamak istediğini söyleyen Artan, yaşı ilerledikçe yürümekte daha da zorluk çektiği belirtti.

İYİLEŞMEK VE OKULUMA GİTMEK İSTİYORUM"

Kendisinin birçok hayali olduğunu anlatan Ebru Artan, iyileşip arkadaşları birlikte yürüyerek okuluna gitmek istediğini söyledi. Artan, "Eskiden yürüyebiliyordum, fakat iyileşeceğime daha kötü oluyorum. Ben de arkadaşlarımla oynamak istiyorum, okuyup doktor olmak istiyorum. Devlet büyüklerim bana el atsınlar. Tedavimin yapılması için ban yardım etsinler" şeklinde konuştu.

TEDAVİ İÇİN AMELİYAT ŞART"

Iğdır'da bir süre ikamet eden daha sonra köylerine göç eden Artan ailesinin 5 çocuğundan en büyüğü olan Ebru, iyileşmeyi beklerken, işsiz olduğu için çocuğunun tedavi ettiremediğini anlatan Baba Medeni Artan ise, "Ebru'yu en son Ağrı Devlet Hastanesi'ne götürdüm. Buradaki doktorlar gerekli ameliyatının Isparta ve Trabzon'da olan hastanedeler de yapılabilineceğini söyledi. Fakat benim maddi durumum el vermediği için buraya götüremedim. Kızım 2 kalçasında da sakatlık var ve yaşı ilerledikçe yürümesi daha da zorlaşıyor. Bunun iyileşmesi için hemen ameliyat olması gerekiyor" dedi - IĞDIR