ÇOK ÇOCUKLULUK VE ÇOK ÇOKUKLULUĞUN SEBEP VE SONUÇLARI

                           
ÇOK ÇOCUKLULUK VE ÇOK ÇOKUKLULUĞUN SEBEP VE SONUÇLARI

Çok çocuklu olma durumu, toplumumuzun yıllardır üzerinde en fazla durduğu ve düşünce üretmeye çalıştığı konuların başında gelmektedir. Yıllarca topluma çok çocuklu olmanın zararları ve bunun milli gelirimizi nasıl bölünmek zorunda bıraktığı anlatılıp duruldu. Bununla birlikte çok çocukluluktan dolayı insanımıza sağlık, eğitim ve yerel hizmetler alanında yeterince hizmet edilemediği söylenmeye çalışıldı. Bunun için toplumu bilinçlendirmek adına aile planlaması adı ile şehir şehir, mahalle mahalle, köy köy, kasaba kasaba dolaşılarak ve çeşitli gebelik önleyici ilaçlar dağıtılarak halktan çok çocuk yapmamaları istendi. Çünkü onlara göre ülkemizdeki bütün sorunların kaynağı çok çocukluluktu.

Bazı dönemler nerdeyse ülkenin ekonomik çökmüşlüğünün sebebi olarak gösterilmeye bile çalışılmak istendi. Bunun için birçok insanımız 1960 ve 1970 li yıllarda bilinçli olarak sistem tarafından yurt dışına Almanya başta olmak üzere yönlendirilmeye çalışıldı. Böylelikle nüfusumuz azalacak ve nüfusumuzun azalmasıyla da ülkenin kişi başına düşen milli gelirlerinde artış olacaktı ondan sonrada doğal olarak toplumumuzun sosyal ve ekonomik refahı yükselmiş olacaktı.
Ama gelinen süreç işin hiçte öyle olmadığını bize defalarca göstermiş olduğu  halde bizim sistemin önde gelenleri bu hataları yıllarca tekrar edip durdular. Kendi beceriksizlerini örtebilmek için yıllarca halkı yapay sorunlara yöneltmeye çalıştılar. Ama bu sorunun yapay olduğunun en büyük delillerinden biride bugün ülkemizi yönetmekle yükümlü olanların bizzat çıkıp halktan çok çocuk yapmalarını istemesi olmuştur.

Gerçi toplumumuz bilinçlenme ve ekonomik refah olarak eskiye nazaran her ne kadar çok daha iyi olsa da hala yapay gündemlerle uyutulmaya çalışılıyoruz ve ne acıdır ki halkımızın çoğunluğu da bu yapay gündemlerle o kadar çok meşgul oluyor ki gerçekte neler olup bittiğinin farkında bile değiller.

İnsanlığın geçmişine şöyle bir göz attığımız zaman görülecektir ki ilk insandan günümüze toplumlar her zaman çocuklarının sayısıyla ya da çok olmasıyla övünmüş durmuştur. Hatta az çocuklu olanlar yada hiç çocuğu olmayanlar sürekli alaya alınarak toplumdan dışlamaya çalışılmıştır.

Bu konuda Hz. Zekeriya’nın şöyle bir olay yaşadığı da vah yedilir; Hz. Zekeriya ve eşinin yaşları hayli ilerlemiş olmasına rağmen çocukları olmaz. Bulunduğu toplumda çok büyük bir saygınlığı olmasına rağmen Zekeriya peygamberin çocuğunun olmaması onun toplumda alay konusu olmasına sebep olmuştur. bu durumdan çok rahatsız olan Zekeriya peygamber çocuğunun olması için Allaha şöyle dua eder; "Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı, Rabbim!.Sana yalvarmaktan dolayı herhangi bir şeyden mahrum kalmadım.

Doğrusu, benden sonra yerime geçecek yakınlarımın iyi hareket etmeyeceklerinden korkuyorum. Karım da kısırdır. Katından bana bir oğul bağışla ki, bana ve Yakup oğullarına mirasçı olsun! Rabbim! O'nun, senin rızanı kazanmasını da sağla!" (Meryem,19.4.5.6). bu duadan sonra Zekeriya peygamberin eşi hamile kalır ve kendisine bir oğlan çocuğu bahşedilir. İşte bundan anlaşılacağı gibi günümüze kadar toplumlarda böyle bir algılayış tarzı mevcuttu.

Aslında çok çocukluluğun bununla birlikte farklı sebepleri de mevcuttur. Çok çocuklu toplumlar üzerine şöyle bir araştırma yapıldığı zaman görülecektir ki genelde bu tip ailelerde kişilerin geleceğe dair hiçbir sosyal güvenceleri yoktur. Bu durumda bu insanlar ileriki yılları düşünüp kendi geleceklerini garantiye almaya çalışmaktadırlar aslında.

Bazı çok çocuklu ailelerle yaptığım birkaç konuşmada(bende çok çocuklu bir aileden gelme olduğum için) şu durum çok dikkatimi çekti bu bireyler genelde şunu söylemeye çalıyorlardı; ileri yıllarda biz yaşlandığımızda çalışamayacağımız için o zaman çocuklarımız bize bakmak zorunda kalacaklar. Bu durumda çocuklarımız ne kadar çok olsa kendimizi o kadar rahat hissederiz çünkü biri bize bakmadı mı bir diğeri bakar sonuçta biri bizi sahiplenecektir. İşte görüleceği gibi aslında çok çocukluğun temelinde insanların aslında kendi geleceklerini garantiye alma dürtüsü yatmaktadır.

Günümüzde insanların yaşam standartlarının iyileşmesiyle çok çocuklu aile yapılanmasında hızlı bir evirilme görülmeye başlanmıştır. Bununla birlikte çok çocuklu yapılanma tarihteki yerini almaya başlanmıştır. Aslında burada şunu anlamak mümkün çok çocukluluk bir sebep değil, bir sonuçtur. Yöneticilerimizin bunu geçte olsa anlaması sevindirici bir durum olsa gerek.

Tacettin Erbek
10.05.2012
te762010@hotmail.com
İstanbul



   YAZARIN DİĞER YAZILARI
HAMALLIĞIN ANTROPOLOJISI  
Dünden Bugüne Kadın 
IĞDIR VE ÇAY  
ÇOK ÇOCUKLULUK VE ÇOK ÇOKUKLULUĞUN SEBEP VE SONUÇLARI 
SİYONİZM VE YENİ BİR YURT ARAYIŞI 
ORTADOĞU, DİKTATÖRLÜK VE DEMOKRASİ MÜCADELESİ 
DİLENCİLİĞİN YENİ VERSİYONLARI 
KARŞILIKLI SAYGI 
KIZILDERİLİLER 
IĞDIR'DA YAYGIN BİSİKLET KÜLTÜRÜ 
AŞURE VE IĞDIR 
ADALET
   

              
 
  
 Tacettin ERBEK
HAMALLIĞIN ANTROPOLOJISI
   
 Zuhal ÖZDEN   
  Bir ol  

  
    Ersin TEK
Özgürlük Peygamberi ve Diktatörler (2) 
Lokman ERGÜN      
Sefaletimize dair notlar
Şeyhmus DİKEN
BİR EDEBİYAT ADAMI
   YILMAZ GÜNEY
SON DAKKA         SICAK GÜNDEM
 






            PANO
 

 

DUYURU PANOSU

-----IĞDIRCULTURE-----

REKLAMLARINIZIN IĞDIRCULTURE'DE YAYIMLANMASI İÇİN İLETİŞİM BÖLÜMÜNDEN BİZE ULAŞABİLİRSİNİZ

-----IĞDIRCULTURE-----

IĞDIRCULTURE

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol